21 Aralık 2011 Çarşamba

Office Space (1999)

-İşyerin bir masa ve küçük bir boşluktan mı ibaret?
-Patronun, cumartesi ve hatta pazar günü bile çalışmanı mı istiyor?
-Mobbinge mi maruz kalıyorsun?
-İşverenin parolası: Daha az maaş, daha fazla verim mi?
-İşten çıkarılma korkusu mu yaşıyorsun?
-Cumartesi işe gitmemek için planlar mı yapıyorsun?

Öyleyse; Office Space'i kesinlikle izlemelisin!

Office Space'in henüz jenerik yazıları akarken tanıdık bir sesle karşılaşıyorum. Scarface?! Evet. Intro'da, arka planda ünlü rapper Scarface'in bir şarkısı çalıyor. Filmin önemli karakterlerinden Michael Bolton da şarkıya eşlik ediyor. İzleyelim:


Şarkı Scarface'in No Tears'ı. Youtube'da bu şarkıyı bulursanız; altında Office Space ve Michael Bolton ile ilgili yorumları okursunuz. Scarface'in bu şarkısı filmle özdeşleşmiş durumda :) Sahnede; Bolton'ın şarkı söylerken coşması, çiçekçiyi görünce camı kapatıp, canı sıkkın görüntüsü vermesi şahane. "Beni neşeli görmesin, çiçek satmaya çalışır. Sabah sabah canımı sıkar" diye düşünüyor olmalı. Ve çiçekçi gidince "I can't talk to my mother so I talk to my diary" diye aynı coşkuyla devam ediyor :))


Peter, işe her gün geç kaldığı gibi çalışmak da istemiyor. Nasıl çalışsın ki; suntalarla kendisine ayrılmış bu bölmede hafta içi yaşamak zorunda olduğu yetmezmiş gibi bir de (tasarruf kaynaklı işten çıkarmalardan dolayı); kendisinden cumartesi günü de işe gelmesi istenmektedir!

Başındaki 8 patrondan en gereksizi; Bill Lumbergh ise başına fena halde bela olmuş durumda. Ha bir de TPS Raporları! Lumbergh'in işi: Tps raporları, ortalıkta gezmek ve insanları germek. Tüm bunlar; Peter da zaten olmayan çalışma şevkini hepten yok etmektedir...


Samir'in başı ise printer ile derttedir. Kağıt sıkıştırmaktan başka bir halta yaramıyor. Ofis araçları her zaman problem çıkarıyorlar!


Initech firmasının yeni şirket içi prensibi belli oldu: "Yapılan iş şirkete fayda sağlıyor mu?"

Yani Initiech özel sektörde çalışmış her bireyin bildiği bir şeyi uygulamaya çalışıyor:
-Bana fayda sağlıyor musun. 
-Şirkette ne kadar gereklisin?
-Aldığın maaşı hakkediyor musun?
-Mesaiye kalıyor musun? 
-Haftasonu çalışıyor musun?

Ofisin içine asılmış yazının sormak istediği soru aslında bu.

Altını çizdiğim soruya tekrar dönelim. Ne kadar gereklisin? Unutumayın. Özel sektörde bütün yöneticiler personelleri için kendilerine tek tek bu soruyu sorarlar. Eğer sizin için kafalarında HAYIR yanıtı oluşmuşsa; yapılacak iki seçenek vardır.

1. İşten çıkarmak
2. Düşük maaşla, zamsız, haftasonları dahil köle gibi çalıştırmak

Office Space bildiğimiz klişe dolu bir öyküyle bizi mutlu etmek yerine, iş yaşantısının can sıkıcı öğelerini yerden yere vurarak bizi mutlu ediyor.



Bu adamları bu kadar mutlu eden şey ne? 


Peter ofisteki "space"inde elinde balıkla böyle ne yapıyor?


Beyzbol sopasıyla ölesiye girişiyorlar? Kime? Öğrendiğinizde filmi daha çok seveceksiniz :)


Joanna'yı bu kadar sinirlendiren yine aynı mesele: Patron! Fakat burada problem TPS Raporları gibi bir şey değil. Ondan daha saçma bir şey: Joanna'nın takması gereken rozet sayısının minimumda kalması. Yani 15'te. Ben neden bahsediyorum? :))


Bir bilgi fişi. Belki de filmin en keyifli anlarından biri...


Ofiste yaşgünü kutlaması samimiyetsizliği. En büyük mutluluğumuız bu: Pasta yiyelim. Kola içelim. bir de; yaşgünü sahibini hiç sevmesek bile pastanın hatrına "Hepi Börtdey" diyip, dağılalım. 


Aaa bu cidden olmadı işte. Kekeme Milton'a pasta kalmadı! Bu arada söylemeden geçmek olmaz: Milton rolündeki Stephen Root tam anlamıyla döktürüyor!


Swingline marka bir zımba. Zımba dediğime bakmayın. bir anlamda filmin jönüdür kendileri :)

Her zaman yaptığım gibi SS'lerden sonra genel bir yazı yazmama da gerek kalmadı. Yazacağım her şeyi aralarda yazıp bitirmişim çünkü. 

Film size daha önce pek alışık olmadığınız bir öyküyü kara mizah çerçevesinde anlatıyor. Daha önce alışık olmadığınız dediysem; sinemadan bahsediyorum. Günlük iş hayatınızda bunların hepsi sizin için bir klişe, bir rutin...

Dipnot: Sizi bilmem ama filmin boyunca çalan şarkılar tam benim zevkime uygun. Film boyunca Geto Boys, Scarface, Ice Cube, Canibus, Kool Keith gibi eski hiphop artistlerinin şarkılarını duyuyoruz. Özellikle beyzbol sopası sahnesinde çalan Geto Boys-Still adlı şarkı tam bir gangsta hiti. Peki öyleyse bu sefer farklı bir kapanış yapalım :)

Geto Boys-Still (Resurrection/1996):

Hiç yorum yok: